'Öğrenme zorlukları' terimi, disleksi, diskalkuli, okuma zorluğu, dikkat eksikliği bozukluğu ve hiperaktivite gibi birçok zorluğu içerir fakat bunlarla sınırlı olmayıp, geniş bir yelpazeyi kapsar.

Her ne kadar Öğrenme Zorlukları hakkında konuşurken yetişkinleri düşünmesek de, ne yazık ki bugünlerde bu gibi zorlukların teşhisine maruz kalan çocukların da yetişkinlerin de sayısı giderek artmaktadır. Bu gibi güçlüklerle karşılaşan çocukların genellikle çok zeki, sosyal olmaları ve çok iyi bir hafıza ile deha seviyesinde beceriler göstermesi ilginçtir. Diğerleri ise, her ne kadar akademik başarıları gösterilen çabaları yansıtmasa da, oldukça gayretli öğrencilerdir.

Bilgiyi ve uyaranları alma ve özümseme konusunda her birimizin kendine özgü bir yolu vardır. Sıklıkla kendi yolumuz, yerleşmiş olan öğretme yöntemlerinin üstesinden gelemez. Bunun sonucunda bırakalım bilgiyi işlemeyi, bilgiyi alamaz hale gelebiliriz.

'Akademik kariyerimizin' sona ermesi ile bu tür zorluklarla ilgilenmeyi bırakmamız ilginçtir. Bazıları yüksek eğitime devam ederler ve farklı seviyelerdeki zorluklarla karşılaşmaya devam ederler, bazıları ise mesleki hayatlarında farklı yollardan ilerlerler.

Pekiyi ya 'öğrenme zorluklarımız'? Çalışmalarımızı ve mesleki arenalarımızı bırakmamızla birlikte bu zorluklar aniden ortadan kaybolurlar mı?

Tabi ki hayır! Sadece bu zorlukları kapatmak için çeşitli yollar öğrenmiş oluruz ve genellikle de mesleklerimizi, gerçek ilgi alanlarımıza göre değil, yapamadığımız ya da yapabildiğimizi düşündüğümüz şeylere göre seçeriz.

Öğrenme Zorlukları konusunda genellikle göz ardı ettiğimiz bir parametre de beden ve hareketle ilgilidir. Özelleştirilmiş Kinesyoloji ve hareket, refleksler, vestibüler sistemle ilgilenen diğer yöntemler (Eğitsel Kinesyoloji, NöroKinesyoloji ve Bal-A-Vis-X gibi), toplumumuzdaki Öğrenme Zorlukları ile baş etme konusundaki eksik bağı tamamlamak ve çabasız öğrenmeyi desteklemek için çalışırlar. Başka bir deyişle, beyni ve zihni yeniden eğitmek ve desteklemek için bedenle çalışırlar.

Bir çocuğun okuyabilmesi için(birçok dil için geçerlidir), gözlerinin soldan sağa düz bir çizgiyi takip edebilmesi gerektiğini ve bedenlerinin de, başları elleri tarafından değil, boyunları tarafından desteklenir şekilde sabit durması gerektiğini kaçımız fark etmişizdir? Kaçımız, eğer çocuk yazı yazarken bacaklarının üzerine oturmuşsa ve oturduğu masaya bakar şekilde değil de sandalyesini masaya paralel koymuş bir halde oturuyorsa, aslında bedenini sabit tutmak ve baskın gözünü sayfaya çevirmek, görsel bilgiyi alabilmek ve küstahça davranmamak için devasa bir çaba gösterip göstermediklerini merak etmiştir?

Üzücü cevap: pek azımız!

Genç ya da yaşlı olsun, herhangi bir kişinin gözleri, vestibüler sistemi ve refleksleri, beynin iki yarıküresi arasındaki işbirliği ve iletişime izin vermeyerek tüm yeteneklerine erişmelerini ne kadar engelliyorsa, 'öğrenme zorlukları' o denli kötü bir hal alır. Bu zorlukların derecesi yapılması gereken telafilere bağlıdır. Bedenim ve hareketlerim beni ne kadar az destekliyorsa, zorluklarım da o kadar fazla olacaktır.

Niyetli hareket, reflekslerimizin motor kalıplarımızla bütünleşmesi için onların yeniden eğitilmesi, bedenlerimizin görsel orta hattını geçebilmesi için gözlerimizin eğitilmesi, bedenimizin doğru dengesi ve kontrolü, diğer tüm terapiler tarafından ekilen tohumların, üzerinde yeşerebileceği zemini oluşturur. Bu nedenle de, ebeveynlerin çocuklarına sunacağı herhangi bir terapinin istenilen sonuçları vermesi için bu zeminin iyi ve dengeli bir halde olması kesinlikle mantıklıdır.

Brain Gym ve Gelişimsel Kinesyoloji, hareket yoluyla bedeni ve zihni öğrenmeye hazırlar. Diğer her çeşit terapi ile mükemmel bir birliktelik oluşturur; müdahalesiz, hızlı ve uygulanması kolay tekniklerdir ve çoğunlukla etkileyici sonuçlar getirirler. Aynı zamanda konuşma uzmanları, konuşma terapistleri, psikoterapistler, özel eğitim öğretmenleri, mesleki terapistler, eğitimciler ve çocuklarını öğrenme konusunda desteklemek isteyen herkes tarafından ek bir araç olarak da kullanılabilirler. Açıkça, ebeveynlerin kendileri ya da çocuklar bu araçlardan ilk faydalanan kişilerdir!

Başlıca eylem araçlarımız bedenlerimizdir ve onun başlıca ifade şekli de harekettir. Bu hareket, herhangi bir hareket değil, niyetli harekettir. Bilgiyi alma ve işleme şeklimizi, konsantre olma, kavrama, eyleme geçme ve başladığımız şeyi bitirme yetimizi etkileyen belirli hareketlerdir. Zamanımızı yönetme ve önceliklerimizi belirleme yetimizi, öğrendiğimizi yeniden hatırlama, yeteneklerimizin ve becerilerimizin olabildiğince çoğunu, sürekli olarak ve çabasız bir şekilde kullanarak performansımızı geliştirme yetimizi etkilerler.

Gelişimsel oyunlar, reflekslerin çocukların ve yetişkinlerin motor kalıpları ile bütünleştirilmesini sağlayan başka bir araçtır. Gelişimsel oyunlar geçmişte çocuklar tarafından oynanan oyunlardır. Ya çocukların yapması gereken birçok şeyden ötürü ya da televizyon ve video oyunlarının hem genç hem de yetişkinler üzerinde yarattığı cazibeden ötürü, çoğumuzun ne yazık ki unuttuğu oyunlardır. Saklambaç, Sek Sek gibi...

Minder koltukları, denge tahtaları ve topları kullanan Bal-A-Vis-X, çocuğun ya da bir yetişkinin vestibüler sistemini daha iyi çalışması, gözleri de odaklanması ve takip edebilmesi için eğitebilecek başka bir yoldur. Bu her iki yetenek de okuma için gereklidir.

Aynı zamanda bu tekniğe hakim olmak için gereken konsantrasyon ve öz-kısıtlama, ev çalışmaları alanına da 'aktarılır' ve hem çocukların hem de yetişkinlerin kişiliklerini olumlu anlamda etkiler. Karakteristik ritim, ve doğru uygulanan teknik beden koordinasyonunu destekler ve hareket kontrolünü olası kılar. Bu sayede de tekniği uygulayan kişiye, ihtiyaç duyduğu güven hissini bahşeder. Sonuç olarak en fevri ve en saldırgan eğilimler zapt edilmiş olur.

Bu yöntemleri kullanan çeşitli okullarda yapılan araştırmalar, uygulamaların etkinliklerini kanıtlamışlardır. Tekniklerin birkaç ay uygulanışından sonra okuma, yazma, telaffuz ve matematik konularındaki yeteneklerde görülen fark etkileyicidir. Daha yoğun bir konsantrasyona sahip olan, fevrilikleri azalan, özgüvenleri ve kişisel disiplinlerini artan öğrencilerin davranışlarındaki değişiklik, kolaylıkla fark edilir niteliktedir.